Leon Ledermen (1922-2018, Fizik Nobel 1988) Amerikalı denel fizikçi. Amerika’nın büyük parçacık çarpıştırıcı laboratuvarı olan Fermilab’ın yöneticiliğini yaptı. Araştırma alanı nötrinolar ve alt kuarklardı. Rusya’dan Amerika’ya göç etmiş Yahudi bir ailenin çocuğudur. 1946’da Columbia’da I. I. Rabi ile çalışmaya başladı. Fizik doktorasını 1951’de Columbia Üniversitesi’nden aldı. 1979’da Fermilab yöneticisi olana dek yani yirmi sekiz yıl orada çalıştı.Başarıları arasında 1962’de muon nötrinosunun keşfi ve 1977’de alt (bottom) kuarkın keşifi de vardır.
Dick Teresi ile birlikte Tanrı Parçacığı- Eğer Evren Yanıtsa Soru Ne? (1993) ünlü kitabı yazmıştır.(*) Buradaki “Tanrı Parçacığı”, boşluk enerjisinin de kaynağı olan ve kütle sağladığı düşünülen Higgs parçacıklarını anlatmaktadır.
Bir bakıma “son atom” arayışına vurguyu amaçlıyor kitabın adı. Hoş esprilerle süsleyerek yazılmış bu kitapta kendisi hakkında da bilgiler vermektedir. San Fransisco Examiner, “Lederman, çok özlenen Richard-Philip-Feynman’dan bu yana en çekici fizikçi” diye nitelemektedir. Lederman da Feynman’dan “bizim ulu patronumuz” diyerek övgüyle söz eder. Aşağıdaki biyografik özet, büyük oranda Tanrı Parçacağı’ndan (1993) ve Lederman’ın Christopher T. Hill ile birlikte yazdıkları Simetri ve Evrenin Görkemli Güzelliğini Anlamak (2004) adlı kitaplardan alınmıştır.
“Lisede ve yüksek okulun ilk yıllarında kimyayı sevdim; ama giderek daha temiz-aslında kokusuz-görünen fiziğe doğru kaydım… Fizik konuları kuru mantığı ve açık deneysel sonuçları yüzünden ilgimi çekmişti. Yüksek okulda son sınıftayken liseden en iyi arkadaşım şimdi Yale’de Einstein ödülü sahibi ünlü Martin Klein uzun bir akşam boyunca bir sürü bira devirdiğimizde bana fiziğin harikaları üzerine nutuk çekti. İşe de yaradı. ABD Ordusu’na Kimyada B.S (Bachelor of Science- 2 yıllık yüksek okul sonunda kazanılan ünvan) ünvanıyla ve temel eğitimden ve İkinci Dünya Savaşından sağ çıkarsam fizikçi olma kararıyla katıldım.
Sonunda 1948’de, zamanın da dünyanın en güçlü parçacık hızlandırıcısı olan Columbia Üniversitesi’ndeki sinkrosiklotronda Ph.D araştırma çalışmama başladığımda fizik dünyasına doğdum. Dwight Eisonhower, Columbia’nın başkanı makineyi kutsayarak kurdelayı 1950 Haziran’ında kesti. Sıkı zamanlardı. 1950’lerde sinkosiklotron ve öteki yeni güçlü aygıtlar, yeni parçacık fiziği disiplinini yarattılar.”
Lederman, şöyle yazar:
“BİR HAK TESLİMİ: Fizikçiler Democritos’un atomunu araştıran tek grup değildir. Kimyacılar özellikle de klasik fiziğin gelişimini gören uzun dönem sırasında (1600-1900 dolaylarında) kesinlikle damgalarını basmışlardır. Kimyacılarla fizikçiler arasındaki fark aslında hiç de aşılmaz değildir. Ben bir kimyacı olarak başladım ve biraz da kolay olduğu için fiziğe geçtim. O zamandan beri sık sık en yakın arkadaşlarımın kimyacılarla konuştuğunu gördüm. Kimyacılar, fizikçilerin onlardan önce yapmamış olduğu bir şeyler yaparlar. Atomlara uygun deneyler yaparlar. Galileo, Newton ve arkadaşları kayda değer deneysel başarılarına karşın atomlarla salt kuramsal temelde uğraşmışlardır. Tembel değildiler; sadece donanımları yoktu. Bu, kimyacıların atomların varlıklarını ortaya koyduğu ilk deneyleri düzenlemesine dek sürdü.”
Lederman, 1950’lerdeki Columbia Üniversitesi’ni şöyle anlatır:
“Columbia Üniversitesi, 1950’lerde fiziğin fidanlığıydı. Charles Townes kısa süre sonra laseri keşfedecek ve Nobel alacaktı. James Rainwater ödülü çekirdek modeliyle, Willis Lamb ise hidrojenin tayf çizgilerinde ince bir kaymayı ölçmesiyle alacaktı. Hepimizi esinleyen Nobel onurlu Isadore Rabi her ikisi de zamanı gelince Nobel kazanan Norman Ramsey ve Polykarp Kusch’un da içinde bulunduğu bir ekibin başıydı. T. D. Lee benzerliğin ihlali kuramıyla Nobel’i paylaştı. İsveç’in kutsal suyunda vaftiz edilmiş profesörlerin yoğunluğu hem coşturucu hem de çöküntüye uğratıcıydı. Genç öğretim üyeleri olarak bazılarımız “Henüz değil” yazılı rozetler takardık.”
Nihayet 1958’de Columbia Üniversitesi’nde profesör oldu. Başarıları arasında muon nötrinosunun gözlenmesi (1962) ve alt kuarkın gözlenmesi (1977) vardır.
Lederman, 1988 Fizik Nobel Ödülü’nü Melvin Schwartz ve Jack Steinberger ile paylaştı. Nobel Ödülü’nden başka Ulusal Bilim Madalyası (1965), fizikte Elliott Cresson Madalyası (1976) ve Wolf Ödülü- Martin Perl ile birlikti (1983) ve Enrico Fermi Ödülü’nü (1992) de kazandı. 1986’da Illionis Bilim ve Matematik Akademisi’ni kurdu.
Lederman’ın tanınması, iki meslektaşıyla birlikte, 1959-1962 yıllarında, yüksek enerjili nötrino çarpışmaları deneyini gerçekleştirmeleriyle olur. “Nötrinolar, benim gözde parçacıklarımdır” der Lederman.
Lederman, Nobel Ödülü’nü araştırmanın bitmesinden yirmi yedi yıl sonra kazandı. Bunu bir çocuğun ağzından biraz sitemle anar Lederman. “Bir yerlerde yeni ödüllenmiş birinin küçük oğluyla yapılan bir röportaj işitmiştim: Sen de baban gibi Nobel Ödülü kazanmak istiyor musun?” “Hayır!” demiş genç adam.
“Hayır mı? Neden?”
“Ben onu tek başıma almak istiyorum.”
Sonunda 1988’de Nobel kazandığını öğrendiklerinde “gizli bir kontrol edilemez coşku nöbeti başıboş bıraktı. Karım Ellen ve ben çok saygın bir biçimde haberi aldıktan sonra telefon çalmaya ve hayatımız değişmeye başlayana dek histerik kahkahalar attık. New York Times’dan bir röportajcı ödül parasıyla ne yapacağımı sorduğunda bir yarış atı koşumu ya da İspanya’da bir şato olmak almak arasında kararsız olduğumu söyledim (düş kurma şakası); o da bunu olduğu gibi yazdı. Tabi bir hafta sonra gerçek bir emlak komisyoncusu beni arayıp Kastilya’da kelepir bir şatodan söz etti.”
Aşağıdaki satırlar, Simetri’den alınmıştır:
“İçinde yaşadığımız dünya, şaşırtıcı derecede karmaşıktır. Karşılaştığımız güçlükler her zamankinden çok daha büyüktür ve acilen çözülmeleri gerekmektedir. Fakat öyle görünüyor ki bu o kadar kolay da değildir. Dünya problemlerine çözüm olacak araçlar elimizde mevcuttur; fakat bu araçlar yüksek teknolojiyle ilgili olduklarından bir çok insanın kavrayış sınırlarının ötesindedir. Yalnızca bir şeyler yapmamız yetmez; bilimin ve mühendisliğin teknolojik uygulamalarına karşı azalan ilgiyle de savaşmak zorundayız; insanlara temel meseleleri ve bilim ne olduğunu daha iyi anlatmalıyız; ya da onun, fizik yasalarında kendisini gösteren mantığa dayalı doğal felsefesinin nasıl işlediğini… Aslında geleceğimiz buna bağlı.”
İlk eşinden üç çocuğu olan Lederman, ikinci eşiyle Ilioinis’te yaşamakta; at ve tavuk beslemekteydi.
(*) Lederman, Leon & Teresi, Dick; Tanrı Parçacığı(1993), Çeviren: Emre Kapkın, Evrim Yayınları 2001
Lederman, Leon &Hill, Christopher T., Simetri (2004), Çeviren:Barış Akalın, Güncel Yayıncılık 2005
http://www.nobelprize.org/nobel_prizes/physics/laureates/1988/lederman-autobio.html (19.12.2011)
Yorum Ekle